Marka Gaspı (Trademark Squatting): Yabancı Markaların Türkiye’de Karşılaştığı Riskler ve Çözüm Yolları

Global ticaretin hızla büyüdüğü günümüzde, markaların yalnızca kendi ülkelerinde değil, uluslararası pazarlarda da korunması büyük önem taşımaktadır. Ancak ne yazık ki, birçok yabancı marka Türkiye’de tescil edilmemiş markalarının üçüncü kişiler tarafından haksız şekilde tescil ettirilmesiyle karşı karşıya kalmaktadır. İngilizcede “Trademark Squatting” olarak adlandırılan bu durum, Türkçede marka gaspı olarak bilinmektedir.

Elmas Patent olarak bu yazımızda, marka gaspının ne anlama geldiğini, Türkiye’de nasıl ortaya çıktığını ve yabancı marka sahiplerinin bu tür durumlarda hangi yasal yollara başvurabileceğini detaylı şekilde ele aldık.

Marka Gaspı Nedir?

Marka gaspı, bir kişinin, başka bir marka sahibine ait ancak ilgili ülkede tescil edilmemiş bir markayı izin almadan kendi adına tescil ettirmesi veya kullanması durumudur. Çoğu zaman gasp edilen markalar, belirli bir üne veya tanınırlığa sahip markalardır.

Gaspçılar, bu markaları gerçek bir ticari kullanım amacıyla değil; esas marka sahibinden maddi veya ticari fayda sağlamak amacıyla tescil ettirirler. Bazı durumlarda gaspçı, markayı esas sahibine satmak ister; bazı durumlarda ise, marka üzerindeki haksız tesciline dayanarak tehdit veya baskı yoluyla lisans ücreti talep eder.

Bu tür uygulamalar, yalnızca esas marka sahibine zarar vermekle kalmaz; aynı zamanda markanın itibarı üzerinde de olumsuz etkiler yaratır ve markanın “sulanmasına” neden olur.

Türkiye’de Marka Gaspı Nasıl Mümkün Olabiliyor?

Türkiye’de marka koruması tescil ilkesine dayanır. Yani bir markanın koruma altına alınması için Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde tescil edilmesi gerekir.
Bu sistemin doğal bir sonucu olarak, Türkiye’de tescili bulunmayan yabancı markalar, kötü niyetli kişiler tarafından tescil ettirilebilir.

Her ne kadar TÜRKPATENT, başvuru aşamasında benzer markalar açısından re’sen inceleme yapsa da, tanınmış markaların mutlak ret nedeni olarak düzenlenmemiş olması, bazı durumlarda marka gaspının önünü açabilmektedir.

Marka Gaspına Karşı Yabancı Marka Sahipleri Ne Yapabilir?

Türkiye’de marka gaspı durumunda, esas marka sahiplerinin başvurabileceği birkaç yasal yol bulunmaktadır:

  1. Yayıma İtiraz:
    Gasp edilen markanın başvurusu henüz tescillenmeden önce Resmî Marka Bülteni’nde yayımlandığında, esas marka sahibi veya vekili, TÜRKPATENT nezdinde yayım itirazında bulunabilir. Bu süreçte genellikle kötü niyet, tanınmışlık ve öncelik hakkı gibi gerekçeler öne sürülür.
  2. Hükümsüzlük Davası:
    Eğer marka tescillenmişse, marka hükümsüzlüğü davası açılarak tescilin iptali talep edilebilir. Bu davalarda mahkemeler, markanın tanınmışlığını, kötü niyet unsurunu ve esas marka sahibinin hak sahipliğini değerlendirir.
  3. Kullanmama Nedeniyle İptal:
    İzinsiz tescil edilen markanın beş yıldan uzun süredir kullanılmadığı ispatlanabiliyorsa, TÜRKPATENT nezdinde kullanmama gerekçesiyle marka iptali talebinde bulunmak mümkündür.

Türkiye’de Örnek Bir Olay: Jelly Belly Davası

Türkiye’de yaşanan en dikkat çekici marka gaspı örneklerinden biri Jelly Belly davasıdır.
Amerika merkezli Jelly Belly Candy Company, Türkiye’de faaliyet göstermemesine rağmen, markası bir Türk şirketi tarafından 30. sınıfta (şekerleme ürünleri) tescil ettirilmiştir.

Şirket, markanın tanınmışlığına ve karşı tarafın kötü niyetine dayanarak hükümsüzlük davası açmıştır.
Mahkeme, Jelly Belly markasının dünya çapındaki tanınırlığını, yabancı yargı kararlarını, sponsorluk anlaşmalarını ve medya görsellerini dikkate alarak markayı tanınmış marka olarak kabul etmiş ve karşı tarafın kötü niyetli başvurusunu hükümsüz kılmıştır.

Bu karar, Türkiye’deki yargı uygulamalarının, tanınmış markaların korunması yönünde güçlü bir iradeye sahip olduğunu göstermesi açısından önemlidir.

Marka gaspı, özellikle uluslararası ticarette faaliyet gösteren markalar için ciddi bir tehdittir.
Ancak Türkiye’deki mevzuat, TÜRKPATENT uygulamaları ve mahkeme içtihatları, kötü niyetli marka tescillerine karşı etkili koruma mekanizmaları sunmaktadır.

Elmas Patent olarak, yerli ve yabancı marka sahiplerine bu tür durumlarda hem itiraz hem de hükümsüzlük süreçlerinde kapsamlı destek sağlamaktayız.
Marka gaspı ile karşılaşmamak için markanızı Türkiye’de zamanında tescil ettirmeniz ve düzenli olarak marka izleme hizmeti almanız büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, marka gaspı, yalnızca haksız tescil sorunundan ibaret değildir; markanın itibarı, pazar stratejisi ve tüketici algısı üzerinde uzun vadeli zararlar doğurabilir.
Bu nedenle, markaların uluslararası düzeyde korunması bir tercih değil, bir gerekliliktir.

Tescil, izleme ve itiraz süreçlerinde profesyonel destek almak, markanızı hem Türkiye’de hem de dünyada güvence altına almanın en etkili yoludur.

Elmas Patent — Markanızın Güvencesi.
📞 0554 156 80 90
💼 Profesyonel marka tescil, izleme ve koruma hizmetleriyle yanınızdayız.

Kategori: Blog
Etiket: Blog
Önceki yazı
KOSGEB Isparta Müdürü Sayın Dr. Yurdun YILDIRIM’ın ziyaretleri
Sonraki yazı
Satılık Marka Nasıl Alınır?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed