Bir marka başvurusu, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından şekli incelemeler tamamlandıktan sonra, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 18. maddesi gereği, iki ay süreyle Markalar Bülteni’nde yayımlanır. Bu süreçte üçüncü kişiler, başvurunun kendi markalarıyla aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu gerekçesiyle itirazda bulunabilir.
2017 yılında yürürlüğe giren Sınai Mülkiyet Kanunu, başvuru sahiplerine önemli bir hak tanımıştır. Buna göre, marka başvurusuna yapılan itirazın gerekçesi olan markanın Türkiye’de ciddi biçimde kullanıldığını gösteren kanıtlar talep edilebilir. Yani başvuru sahibi, itiraz sahibinden, ilgili markanın Türkiye’de gerçekten kullanıldığını ispatlamasını isteyebilir. İşte bu süreç, “kullanım ispatı talebi” olarak adlandırılmaktadır.
Türkiye’de sadece kullanılan markalar değil, ileride kullanılması planlanan veya sadece başka bir markaya benzer olduğu için tescil edilen markalar da bulunmaktadır. Bu durum, tescil edilen ancak piyasada aktif olarak kullanılmayan çok sayıda markanın oluşmasına neden olmuştur. Yeni kanun ile birlikte, başvuru sahipleri, itiraz eden kişinin markasının gerçekten kullanıldığını kanıtlamasını talep edebilir.
Kullanım ispatı talebinin geçerli olabilmesi için bazı şartların sağlanması gerekmektedir:
- İtiraz edilen başvuru tarihinden önceki beş yıl içinde, itiraz gerekçesi olan markanın Türkiye’de tescilli olması gerekmektedir.
- İtiraz sahibi, markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanıldığını ispatlamalıdır.
- Bu delillerin, başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde sunulması gerekmektedir.
Eğer deliller süresi içinde sunulmazsa, kullanım ispatı talebi yapılmamış kabul edilir ve itiraz inceleme dışında bırakılabilir.
Kullanım ispatı talebi ile sunulabilecek deliller şunlardır:
- Son beş yıla ait fatura, satış belgesi veya ödeme dekontları
- Ürün katalogları, fiyat listeleri, tanıtım broşürleri
- Reklam ve promosyon çalışmaları
- Ticari faaliyetlerin göstergesi olan müşteri beyanları veya sipariş formları
- Markaya ilişkin sosyal medya, internet veya diğer reklam kanallarında yapılan tanıtım faaliyetlerine dair belgeler
Bu deliller, markanın hangi ürün veya hizmetler için kullanıldığını, ne şekilde ve ne sıklıkla kullanıldığını açıkça göstermelidir.
Kullanım ispatı talebinin bazı istisnaları da bulunmaktadır. Mutlak ret nedenleriyle yapılan itirazlarda veya tanınmış marka iddiasına dayanan itirazlarda kullanım ispatı hükümleri uygulanmaz. Yani, başvuru sahibinin, tanınmış bir markanın kullanılmadığını öne sürmesi mümkün değildir.
Sonuç olarak;
Sınai Mülkiyet Kanunu’ndan önce, birçok firma kendi faaliyet alanı dışındaki sektörlerde dahi markalarını tescil ettirerek diğer kişilerin benzer markaları kullanmasını engelliyordu. Bu durum, bazı markaların ticari olarak hiç kullanılmadığı halde, yeni marka sahiplerinin hak kaybına uğramasına sebep oluyordu.
Ancak, 2017 yılında yürürlüğe giren yeni düzenleme ile kullanım ispatı talebi markaların usulüne uygun tescil edilmesini sağladı. Artık, gerçekten kullanılan markalar korunurken, ticari amaç taşımayan veya sadece başkalarını engellemek için yapılan marka tescillerinin önü kesildi.
Bunun yanı sıra, üçüncü kişilerin açacağı hükümsüzlük davalarında da kullanım ispatı önemli bir kriter haline geldi. Kullanımı kanıtlanamayan markalar için mahkemeler kısmi veya tamamen hükümsüzlük kararı verebilir. Bu sayede, markaların gerçek ticari faaliyetlerle bağlantılı olması ve piyasada aktif bir şekilde kullanılması teşvik edilmektedir.
Bu yazımızda “kullanım ispatı” uygulamasına ilişkin detayları aktarmaya çalıştık. Umarız faydalı olabilmişizdir. Elmas Patent olarak, marka başvurularında karşılaşabileceğiniz itiraz süreçlerinde ve kullanım ispatı taleplerinin doğru şekilde hazırlanmasında sizlere destek oluyoruz. Marka tescili ve itiraz süreçleri hakkında daha fazla bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Marka Hukukunda Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaybı: Markanızı Korumak İçin Sessiz Kalmayın!