“Markamı kötü niyetle aldılar!” diyenlere karşı nasıl güçlü durabilirsiniz? Cevap, ticari kayıtlarınızda gizli.
Bir markayı tescil ettiniz, işler yolunda gidiyor. Fakat bir gün karşınıza bir itiraz veya dava çıkıyor: “Bu marka kötü niyetle alınmış!”
Kulağa moral bozucu geliyor olabilir, ama panik yok. Çünkü elinizde doğru belgeler varsa, bu iddialar bir anda boşa düşebilir.
Elmas Patent olarak, kötü niyet iddialarına karşı savunma yaparken ticari kayıtların ne kadar belirleyici bir rol oynadığını defalarca gördük. Şimdi gelin, bu kayıtların neden “sessiz kahramanlar” olduğunu birlikte inceleyelim.
Kötü Niyet Nedir?
Kötü niyet, bir markanın dürüst ticari amaçlar dışında, başka bir firmayı engellemek veya haksız kazanç sağlamak amacıyla tescil edildiği iddiasıdır.
Örneğin:
- Rakibinizin bilinen bir markasını sizden önce tescil ettirip onu kullanmasını engellemeye çalışmak,
- Tanınmış bir markanın benzerini, onun yarattığı tanınırlıktan faydalanmak için almak,
bu kapsama girer.
Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT), bu tür durumlarda “ticari dürüstlük ilkelerine aykırılık” olup olmadığını değerlendirir. Ancak iyi niyetinizi göstermek sizin elinizdedir — ve burada ticari kayıtlar devreye girer.
Ticari Kayıtlar Neden Önemlidir?
Ticari kayıtlar, bir markanın gerçek ticari faaliyetlerin parçası olduğunu gösteren somut kanıtlardır.
Bir başka deyişle, “Bu markayı sadece kağıt üzerinde değil, hayatın içinde kullandım” demenin yoludur.
| Kayıt Türü | Ne İşe Yarar? | Örnek |
| Faturalar | Markayı fiilen ne zamandır kullandığınızı gösterir | Markalı ürün satışlarına ait e-faturalar |
| Reklam Kanıtları | Pazarlama faaliyetlerinin varlığını ispatlar | Sosyal medya kampanyaları, dijital afişler |
| Müşteri/Satıcı Belgeleri | Ticari ilişkinin sürdüğünü kanıtlar | Bayilik sözleşmeleri, teklif formları |
Bu belgeler, markanın tescil amaçlı değil, ekonomik faaliyet için kullanıldığını açıkça ortaya koyar.
Kötü Niyet İddiasına Karşı 4 Etkili Adım
- Kronolojik Delil Dosyası Hazırlayın
Markanın ilk kullanıldığı tarihleri gösteren belgeleri sırayla dizin. Örneğin:- İlk reklam kampanyası
- İlk satış faturası
- İlk ürün fotoğrafı
- Ticari Faaliyet Sürekliliğini Gösterin
Aralıksız kullanım, en etkili iyi niyet göstergesidir.
Siparişler, fuar katılım belgeleri, e-ticaret satış raporları bu noktada çok değerlidir. - Markayı Görselleştirin
Ürün üzerindeki logolar, ambalaj fotoğrafları veya satış noktası görselleri, markanın gerçekten “yaşadığını” ispatlar. - Uzman Görüşü Ekleyin
Tarafsız bir marka vekilinden veya danışmandan alınacak rapor, delillerin güvenilirliğini artırır.
Bu tür raporlar, TÜRKPATENT nezdinde sıkça dikkate alınır.
Hukuki Dayanak ve Uygulama
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/9. maddesi, kötü niyetli marka başvurularının reddedilmesini düzenler.
Ancak burada önemli olan, kötü niyetin “varsayılmaması”, kanıtlanması gerekliliğidir.
Yani belgeyle desteklenmeyen iddia, çoğu zaman soyut kalır.
İşte bu nedenle, ticari kayıtlar savunmanın omurgasını oluşturur.
Dikkat Edilmesi Gereken 3 Yaygın Hata
- ❌ “Tescil belgesi yeter” düşüncesi
✅ Kullanımın belgelenmesi gerekir. Tescil sadece hak doğurur, niyetinizi ispat etmez. - ❌ Kayıtları düzenli saklamamak
✅ Belgelerinizi dijital arşivlerde, tarih sırasına göre saklayın. Gerektiğinde hızla erişmek önemlidir. - ❌ Tek tip delile güvenmek
✅ Farklı belge türleri birlikte kullanıldığında savunma çok daha güçlü olur.
Sonuç olarak: “Ben İyi Niyetliyim” Demek Yetmez, Gösterin!
Kötü niyet iddiaları, bir markanın itibarı kadar sahibinin güvenilirliğini de sorgular.
Ancak düzenli tutulmuş ticari kayıtlar, en güçlü savunma aracıdır.
Unutmayın, hukuk söyleyene değil, belgeleyene inanır.
Markanızı korumak, sadece tescil ettirmekle değil; onu yaşatmakla mümkündür.
Kayıt tutan, delil üreten girişimciler, kötü niyet iddialarına karşı her zaman bir adım öndedir.
